Cildimiz, yaşlanma, yerçekimi, çevresel faktörler ve genetik etkenler nedeniyle zamanla hacim kaybeder ve kırışıklıklar ortaya çıkar. Dolgu uygulamaları ise hacim kaybını gidermek, kırışıklıkları azaltmak ve daha genç bir görünüm elde etmek için tercih edilen en etkili yöntemlerden biridir. Dr. Nermin Filizci Varılsüha, dolgu uygulamaları hakkında merak edilen tüm detayları sizler için açıklıyor.
Dolgu, cildin alt tabakasına enjekte edilerek kaybedilen hacmin geri kazandırılması, kırışıklıkların giderilmesi ve yüz hatlarının şekillendirilmesi amacıyla yapılan bir medikal estetik işlemidir. Özellikle dudaklar, elmacık kemikleri, alın ve çene bölgesinde hacim kazandırmak için tercih edilen dolgu, işlem sonrasında hızlıca etkisini gösterir ve günlük hayata dönüş sağlar. Dolgu uygulamaları botulinum toksini ile kombine edildiğinde daha etkili sonuçlar verir.
1. Hyalüronik Asit Dolgusu
En yaygın kullanılan dolgu türlerinden biri olan hyalüronik asit dolgusu, vücutta doğal olarak bulunan bir maddedir. Kendi ağırlığının bin katına kadar su tutma kapasitesine sahip olan hyalüronik asit, cilde nem kazandırır, gerginlik sağlar ve hacim kaybını giderir. Bu dolgu çeşidi, alerji riski taşımadan 6 ila 12 ay arasında kalıcılık sunar ve ince çizgiler, kırışıklıklar ve hacim kaybı olan bölgelerde kullanılır.
Kalsiyum hidroksi apatit dolgusu, cildin daha derin katmanlarında hacim kazandırmak için kullanılır. Özellikle gülme çizgileri, el gençleştirme ve elmacık kemikleri gibi bölgelerde tercih edilir ve yaklaşık 12-18 ay arasında kalıcılık sağlar. Yoğun yapısı nedeniyle dudak bölgesinde uygulanması tavsiye edilmez.
Poli-L-laktik asit dolgular da biyostimülan dolgu grubunda yer alır ve kalsiyum hidroksiapatit dolgulara benzer özellikler taşır. Cilt altına enjekte edilen PLLA dolgular, ciltte kolajen üretimini uyararak daha dolgun, sıkı ve genç bir görünüm sağlar. Çene, yanak ve elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesinde tercih edilen PLLA dolgular, yüz konturunun şekillendirilmesinde uzun süre kalıcı sonuçlar sunar.
Yağ enjeksiyonu veya mikro lipoinjeksiyon yöntemi, kişinin kendi vücut yağından elde edilen hücrelerin enjekte edilmesiyle yapılır. Bu yöntem yanak çöküklükleri ve dudak çevresinde hacim kazandırmak amacıyla tercih edilir. Ancak yağ enjeksiyonu küçük bölgeler için daha az pratik olabilir ve klinik bir ortamda uygulanmalıdır.
Dolgu uygulamaları, yüz hatlarını yeniden şekillendirme ve hacim kazandırma konusunda oldukça geniş bir uygulama alanına sahiptir. Dolgu işlemiyle;
Ancak ileri derecede sarkma ve gevşeme sorunları yaşayan kişiler için yüz germe, göz kapağı estetiği gibi cerrahi işlemler daha etkili bir çözüm sunabilir.
Dudak vitamini, dudak dolgusu istemeyen ancak daha canlı ve sağlıklı bir görünüm arzulayan bireyler için ideal bir seçenektir. Bu uygulama, dudaklarında belirgin bir değişiklik yapmak istemeyen fakat doğal bir hacim ve parlaklık isteyen kişilere hitap eder.
Dolgu uygulamaları, yüzün farklı bölgelerinde ve bazı vücut bölgelerinde kullanılabilir:
Dolgu uygulamasının ardından hafif bir şişlik ve ödem oluşabilir. İşlem sonrasında ilk günü dinlenerek geçirmek, sıcak duş ve yoğun buharlı ortamlardan kaçınmak, kozmetik ürün kullanımını sınırlamak iyileşme sürecini hızlandırır. Ayrıca dolgu sonrası cilt bakım rutinini bir hafta ertelemek, yüz üstü uyumamak ve alkol tüketiminden kaçınmak da önerilir.
Dolgu ve botoks uygulamaları, yüz gençleştirme alanında sık tercih edilen iki yöntemdir. Dolgu işlemleri ciltteki kırışıklıkları gidermek ve hacim kazandırmak için kullanılırken, botoks daha dinç bir ifade için mimik kaslarını gevşetir. Her iki işlem de uzman doktorlar tarafından birlikte uygulanabilir ve kombine edildiklerinde daha etkili sonuçlar sunar.
Dolgu işleminin süresi, uygulama bölgesinin genişliği ve kullanılan dolgu miktarına bağlı olarak 15 ila 45 dakika arasında değişiklik gösterebilir. Kalıcılığı ise 9 ila 18 ay arasında olup, kişinin cilt yapısına ve dolgu türüne göre farklılık gösterir.